İçimizdeki Sorun
Eğer bir sorunumuz varsa, bir de çözümümüz var. İkisi de bizde, içimizde…
Üzgün, sinirli, öfkeli, sıkıntılı, depresif… kendimize kötü gelebilecek ne hissediyorsak hissedelim o sorun ile ilgili; sorumlusu biziz. Çünkü aklımıza takılan, düşündüğümüz ya da inandığımız şeye bağlı o hissettiğimiz duygu. Başkasına ya da başkalarına değil…
Bu nedenle çözümün anahtarı en başta duygularımızın sorumluluğunu alabilmekte gizli… O yüzden kendinize bakın ve kendi bakış açınızı değiştirin:
“Ne düşünüyorum da böyle hissediyorum? Ve bunu nasıl değiştirebilirim?” diye sorun kendinize. Her şeyin değişecebileceği nokta tam da orasıdır…
Hatta böyle baktığımızda, bir yakınımız da bize bir derdini anlattığında bizden ne bekler? Cevap vermeden önce lütfen kendinize sorun; ben bir yakınıma bir sorunumu anlattığımda genelde ondan ne bekliyorum?
Yakınlarımız bize içini döktüklerinde bizden bekledikleri tavsiyelerimiz ya da öğütlerimizden başkadır. Kendini duymak, hikayesini kendini duyarak dinlemek ve bunun yanı sıra duyulmak, dinlenmektir. O sırada önemsenmek, onaylanmak, kıymet verildiğini hissetmek için anlatır daha çok. Çözüm isterse zaten sorar. Herkesin çözüm geliştirebilecek gücü vardır. Çözüm içindedir.
Asıl kıymetli olan kişileri içten ve samimiyetle dinlemektir. Her birimiz anlaşılmak isteriz en çok. İletişimin en güçlü taraflarından biri budur… Kendimizi anlamaya başladığımızda, başkalarını anlamak da kolaylaşır.
Sevgiler.
Yeşim Erman